Sosyal Medya

Makale

‘Kalkının gidelim’ demedik, kalkın gidelim!

AmerÄ°kalı komedyen yazar George Carlin içinde yaÅŸadığı kapitalist toplumun röntgenini o kadar saÄŸlam çekiyor ki bu röntgenin sonuçlarını alıp kendi toplumumuza uyarlayabiliriz. Kalkınmacılık ideolojisinin batı toplumlarını ne hale getirdiÄŸini bakınız nasıl ifade ediyor George Carlin: “Daha yüksek binalarımız var; ama daha kısa sabrımız var. Daha geniÅŸ otoyollarımız var; ama daha dar bakış açılarımız var.”

Bina ile zina arasında korelasyon kuran klasik din anlatıcılarımızın tespitlerini bir kenara bırakarak bina ile sabır arasındaki ilişkiye bir göz atalım.

Binaların gökyüzünü delme cüreti gösterircesine yükselmesi gerçekten sabırsızlığımıza delalettir.

Dünya ötesi hayatta karşılaşacağımız sürpriz ve fevkaladelikleri bu dünyada bir an önce yakalama aceleciliği insanları gökyüzüne merdiven kurmaya sevk ediyor.

Kabukla öz çağdaş insanın dünyasında ehemmiyet sırasını şaşırmış gibidir bugün.

Bakış açılarımızı genişletmek yerine otoyollarımızı geniş kılmak için inanılmaz çabalar sarf etmemiz bundandır.

Ãœstat Sezai Karakoç’un deyiÅŸiyle “eÅŸyayı yormak” gerekirken tam tersi gerçekleÅŸmiÅŸ ve eÅŸya bizi yorup oyalar hale gelmiÅŸtir.

Carlin’in dediÄŸi gibi müthiÅŸ bir doyumsuzluktur bu: “Daha çok harcıyoruz; ama daha az ÅŸeye sahibiz”

Harcamak tüketim kültürünün modern insana dikte ettiği bir yaygın ritüel.

Tüketmek elinden çıkarma ideolojisinin adıdır.

 Ne fikirlerimizin, ne aÅŸklarımızın ne de kullandıklarımızın sabite deÄŸeri kalmamıştır.

Hiçbir şeyin saklanıp muhafaza edilecek bir kıymeti yoktur.

Sevgiler, muhabbetler, dostluklar, vefa ve sadakat belli bir süreliğine kullanılıp atılan şeylerdir artık.

“Kullan, at” sloganı dünyayı azgın iÅŸtihasıyla sömüren insan tipini ortaya çıkarmıştır. Kullanayım derken kullanıldığının farkına varmayan insan sürekli kalkınma rüyaları görerek dünyayı cennet kılma arzusu peÅŸinde nafile koÅŸuÅŸturmaktadır.

Dünyanın bu denli bayındır olmadığı zamanlarda insanların çok daha mutlu olduklarını tahmin edebiliriz.

Yunus diliyle söylersek. “Kem durur yoksulluktan nicelerin varlığı/Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı.”

Bir yandan artıp çoğaldığımızı zannederken diğer yandan hızla eksildiğimizin farkında değiliz.

Evet, belki eğitimimiz düne göre bugün daha çok; ama sağduyumuz daha az.

Bilgimiz daha fazla belki; ama bilgeliğimiz çok daha az.

Uzmanlarımız arttıkça sorunlarımızın azalması beklenirken, tam tersi sorunlarımız inadına artıyor.

Düne göre daha çok ilacımız var; lakin daha az sağlıklıyız.

İletişim asrının en büyük meselesi iletişimsizlik.

İletişim aygıtları arttıkça insandan insana giden yollar uzayıp tıkanıyor.

Fazla ileri gittik galiba, ne dersiniz? 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.